Thursday, January 9, 2014

New York'un En Iyi Sandwich Yapan Yeri (KATZ'S DELICATESSEN)

at 8:18 PM 0 comments
Katz, New York'ta Manhattan'nın aşağı kısmında yer alan ve 1888'li yıllarda kurulmuş köklü bir restorandır. Gittiğinizde önünde göreceğiniz kuyruk, oranın iyi bir restoran olabileceğini hissettiriyor. Girişte size bilet tarzında kartlardan veriyorlar ve bunu kesinlikle kaybetmemenizi söylüyorlar. 
İçeri girdiğimizde ne yapmamız gerektiğini çok anlamadık çünkü bir yanda sipariş verilen 2-3 bölümden oluşan alanlar, diğer yanda ise masalardan sipariş alan garsonlar vardı. İster istemez bu insanlar kafayı mı yemiş neden gidip masaya oturup sipariş vermiyorlar diye düşünürken olayı anladık. Restoranda servis olayını ikiye ayırmışlar. Birincisi, self service tarzında yani yemeğinizi alıp ödemeyi yapıyorsunuz. Böyle tercih ettiğiniz takdirde, bunun için ayrılmış alanlardaki masalara oturabiliyorsunuz ki yer bulmak biraz zorlaşıyor. İkincisi ise, girişteki masalara oturup garsona sipariş veriyorsunuz tek dezavantajı yediklerinize ek olarak bahşiş vermeniz gerekiyor. Bu restorandaki tek sevmediğimiz olay; oturma düzeni ve sipariş vermeyle ilgili karışıklığın meydana gelmesiydi. Örneğin, insanlar ellerine tepsilerini alıp tam oturdukları anda garson gelip bu alana oturamazsınız bu alan masadan sipariş vermek isteyenler için ayrılmıştır diyebiliyor.
   
                          
Neyse, yerimize oturup siparişimizi verdikten sonra etrafı incelemeye başladım. Duvarlarda ilginizi çekebilecek bir çok fotoğraf var. Bu restoranın sahibi olduğunu düşündüğüm kişinin bir çok ünlüyle çekilmiş fotoğrafları var. Oleeyy güzel yere gelmişiz diyorum. Daha sonraları öğrendik ki burada 'when harry meets sally' filminin bir sahnesini çekilmiş :) 
Buranın en popüler yiyeceği pastrami sandwich. İki dilim ekmeğin arasına bir sürü pastrami koyuyorlar. Başka alternatifler de var menüde tabi ki ama benim bir diğer tavsiyem Philly sandwich. Masanıza birde müesseden turşu veriyorlar :) 
Hesabı ödemek istediğinizde garson yazıyor ve sizden başta verilen kartlarla kasaya gitmenizi istiyor. Kasada ödeminizi yaptıktan sonra çıkışta da kartları görevliye geri veriyorsunuz. Bunun amacı hesabı ödemeden kaçmanın önüne geçmek olabilir.
Belkide her gittiğim restoranı tavsiye ediyor gibi oluyorum ama sevmediğim yanlarını da yazıyorum mutlaka. Burada ki sevmediğim tek şey dediğim gibi oturma düzeni ile ilgili karışıklıklar. Bunun dışında yediğimiz her şey harikaydı. Kesinlikle gitmenizi ve pastramiyi denemenizi tavsiye ediyorum. 

Afiyet olsun, ama kilo olmasin!

Unlulerin Heykelleri (Madame Tussaud)

at 6:17 PM 0 comments
New York'a geldiyseniz mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden bir tanesi de Madame Tussaud'dır. Bir çok ünlü simaların heykellerini görmek gerçekten de heyecan verici. 
Madame Tussaud, ilk olarak Londra'da balmumu heykel ustası olan Marie Tussaud tarafından kurulmuştur. Bugün Amerika Avrupa ve Asya'da da şubeleri bulunmaktadır. 
New York'taki şubesi oldukça hareketli, işlek bir yer olan Manhattan'da 42. Caddede yer alıyor. Biletlerinizi girişte temin edebileceğiniz gibi internet sitelerinden online olarak da satın alabilirsiniz. 

Bir arkadaşım internet üzerinden almanın daha uygun olduğunu söylemişti. Biletinizi aldıktan sonra yukarıya çıkıp asansöre biniyorsunuz. Asansör camdan olduğundan yukarıya çıkarken dışarıyı görebiliyorsunuz.
Daha sonra başlıyorsunuz gezmeye. Ünlülerin heykellerinin çoğu oldukça başarılı yapılmış. Gerçeklerinden ayırmak güç. İnsanlar, gerçeye yakın olan bu ünlü heykellerle deli gibi fotoğraf çektirip kendilerini farklı hissetmek istiyorlar belkide.. 
Fotoğraf sırası gördüğüm bile oldu. Sadece heykeller değil sizi eğlendiren. Mesela, minik bir korku tünelini yürüyerek geçiyorsunuz eh haliyle korkuyorsunuz. Sinema salonunda 3D olarak kısa film izliyorsunuz. Bu arada film sırasında koltuğunuzun dürtüklenmesine, su fışkırtmalarına ve hafif esintilere hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim. Bunlar heyecan ve eğlence verici şeyler. 
 Gezintiniz bittiğinde çıkışa doğru hediyelik eşya dükkanı vardır. Hatıra olarak isterseniz çanta, kalem, magnet veya anahtarlık alabilirsiniz. 
Benim için eğlenceli geçen bu geziyi sizlerinde yaşamasını kesinlikle tavsiye ediyorum. Heykel meykel sonuçta ünlü gidin görün işte :))


Keyifli gezmeler herkese!

Union Square'de Yilbasi alisverisi

at 5:48 PM 0 comments
Kimi zamanlar New York'ta oylesine dolasir ve ilgimi ceken herseyin fotografini cekerim. Yine boyle saga sola bakina bakina gezdigim gunlerden birinde Manhattan Union Square'de pazar tarzinda olusturulmus kucuk dukkanlari kesfettim. Bu pazara daha once de rastlamistim.
Aralik ayinin sonlarina dogru kuruldugunu tahmin ediyorum. Bu dukkanlarda cesitli sanatsal calismalar, sus esyalari, giyim, cantalar gibi urunler var. Bunlarin yani sira etrafi kokusuyla fet eden waffle ve sogugun ilaci sicacik kahve satilan dukkanlar da mevcut. Gittigimde bayaca kalabalikti. Malum yeni yil icin hediye alma telaslari burayi cazip bir yer haline getirmis. Fiyatlari ortalama diyebilirim; ne cok pahali ne de ucuz.



Eger aralik ayi icerisinde buralara yolunuz duserse, bu tarz kurulan bir cok pazar yerleri var mutlaka ugrayin derim. Hediyelik birseyler bakmak buralarda isinizi kolaylastiracaktir.



Simdiden iyi alisverisler, bol gezmeler!

New York'ta bir Japon Restorani

at 5:38 PM 0 comments
Genellikle uzak doğu mutfağına ön yargıyla yaklaşmışımdır öyle ki bir gün sushi yiyebileceğim bile aklıma gelmezdi. Şunu belirtmeliyim, birkaç denemeden sonra anlayabiliyorsunuz nasıl bir tat olabileceğini. Her restoranın güzel yapmadığını düşünüyorum. Ama Nomado isimli restoran gayet güzel yapıyor öyle ki ilk defa hepsini bitirdim. Hatta sonraki haftalarda canım çekmeye başladı farklı mekanlara gidip yemiştim. Yinede bu restorandaki tadı yakalayamadım. 
Mekanı yolda yürürken tesadüfen bulduk ve hadi deneyelim dedik. Çalışanları japon ve çok tatlı insanlar. Genellikle sushi veya geleneksel miso çorbası içiliyor.  



Gitmenizi tavsiye ederim. Ama siz siz olun fazla dadanmayın sushiye çünkü tuvaletle ilgili problemler çıkabiliyor :)

Yaşasın Sushi!

 

Gezen Bayan Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos