Wednesday, August 22, 2012

Work and Travel'i Yasiyorum

at 8:17 PM 0 comments
Kisa sureli bile olsa yeni bir hayata baslamak heyecan vericidir. Bilinmeyene dogru gitmek, size bazen kaygi ve endise hissi de verir. Karma karisik durumlar icerisinde gidersiniz yolunuza.
Evet simdi birazda Amerikaya vardikdan sonrasinda yasanilacaklardan bahsedeyim. Sizi karsilayan kisi sizi konaklayacaginiz yere goturur. Konaklama, genellikle ya pansiyonda bir oda yada apartmanda belirli odalarin arkadaslarla paylasilmasi seklinde oluyor. Mesela, apartman iki odali bunu kendi sectiginiz arkadaslarinizla paylasabiliyorsunuz. Herkese birer oda dustugunu gormedim. Ogrenci yurdu ve evi mantiginda oldugunu dusunun. Kaldiginiz yer konum itibariyle is yerinize yakin oluyor. Uzak olursa da tum calisanlari goturecek bir servis ayarlaniyor. Bu servis ayni zamanda, haftanin belirli gunlerinde alisveris ihtiyacinizi yapmaniz icin de kullaniliyor. Gittiginizde sinirsiz sureniz yok servisi kacirmamak icin 1-2 saat icerisinde isinizi bitirmeniz gerekiyor . Gida alisverisini ya bireysel olarak yada evinizi paylastiginiz arkadaslarla para katisip yapiyorsunuz. Walmart buranin en buyuk marketi. Icerisinde gidanin yani sira giyim, eczane, teknoloji-mutfak urunleri de satiliyor. 

Elbette kendi kendinize de alisverise gidebilirsiniz. Bunun icin bulundugunuz yerin otobuslerini, metrolarini arastirmaniz yeterli olacaktir.

Buraya gelmeden once kafanizda net olan tek bir sey var ki o da alisveris listenizdir J  Teknolojik urunleri ve markali kiyafetleri uygun fiyatlarda bulabileceginiz bir yer burasi. Evet gercektende kiyafetler uygun fiyatlarda! Magazalar, belirli bir markaya ait olanlar ve cogu markalarin bir arada bulundugu seklinde ayriliyor. Gittiginizde en cok duyacaginiz veya karsiniza cikacak olan yerler; Tj max, Macy’s, Kmart, JC Penney ve Target seklindedir. Sizlere tavsiyem gelmeden once valizinizi fazla esyalarla doldurmayin ki fazla kilo parasi odemeyin.


Eklemem gereken onemli bir diger konu eger Amerika’da calisiyorsaniz mutlaka sosyal guvenlik numaranizin olmasi gerekiyor. Bunun ile ilgili olarakda gider gitmez gerekli kuruma basvuru yapiyorsunuz. Sosyal guvenlik numarasi cok onemli ve kesinlikle kaybolmasi yada calinmasina karsi dikkatli olmalisiniz.

Unutmadan soylemeliyim ki eger gercekten Ingilizcenizi gelistirmek istiyorsaniz yabanci arkadaslar edinmeye bakin. Eger Amerika’da da Turkiyedeki gibi bir yasam surerseniz, gelmeniz cok ise yaramayacaktir. 

Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan!























Sunday, August 19, 2012

Work and Travel Tecrubelerim

at 8:38 PM 0 comments
Bir cok universite ogrencisi, ogrencilik donemlerinde ya is alaninda yada sosyal manada degisiklikler yasamak isterler. Yurt disi tecrubesi de bunlardan biridir. Ogrenci degisim veya work and travel programlari bunlardan bazilaridir. Gunumuzde iyiden iyiye yayginlasmis ve hatta ticari alanda da iyi bir sektor haline gelmistir. Ogrencilik donemimde bende bu furyanin icerisindeydim ustelik bugunki kadarda yaygin degildi. Cok fazla bilgi sahibi olmaksizin tamamen basvuru yaptigim sirkete guvenerek gitmistim. Yasadiklarimdan yola cikarak bu konuda tek bir sirkete bagli kalmamak gerektigi kanisindayim. Tavsiyem, oncelikle basvuru yapacaginiz araci sirketi arastirin, digerleriyle karsilastirin ve hangisi cazipse onu tercih edin. Benim bildigim sirketler:



Bu sirketler sizlere zaten gerekli evraklarinizi veriyorlar. Oncelikle pasaportunuzu cikarmak gerekiyor. Eger pasaport harc ucreti odemek istemiyorsaniz; bu sirketler size bir yazi veriyor, bunu okulunuza goturuyorsunuz sonrasinda okulun verdigi kagidida pasaport subeye goturdugunuz takdirde harc bedeli ortadan kalkmis oluyor. Pasoport isinizi hallettikten sonra sira konsolosluga goturmeniz gereken formlara geliyor. Bu konuda araci sirket size yardimci oluyor. Konsolosluga gitmeden once ucak biletinizi almaniz gerekiyor ki bu isin rizikolu tarafi cunku vizeden red yeme olasiliginiz da var. Bilet fiyatlari gideceginiz zamana ve eyalete gore degisiklik gosteriyor.  Kucuk bir ipucu olarak ucak biletini aktarmali alirsaniz daha uygun fiyat oluyor. Tum belgelerinizi tamamladikdan sonra randevu gunu gidip gorusmenizi yapiyorsunuz. Mulakatta gidis-donus zamanlarina, okula ve transcripte bakiyorlar. Mulakat ingilizce gerceklesiyor. Vize alip almadiginizi ise oracikta ogrenebiliyorsunuz. Vize isiniz tamamsa 3-4 gun icerisinde pasaportunuz adresinize gonderilmis oluyor.


Amerika ucuslari icin onemli bilgilerden bir tanesi ise ucak icerisinde verilen formlar. Bunlardan mavi olani gumruk formu, beyaz olan ise I-94 formudur. Gumruk formunda bazi kisisel bilgileriniz yani sira yes-no questionslardan meydana geliyor. Bunlardan en onemli olani yiyecek icecek getirme kismi. Yaninizda kesinlikle getirmemeniz gerekiyor. Eger getirirseniz valizinizi acip icini didik didik ariyorlar. 













Ucaginiz indiginde visas kismindaki siraya girip bekliyorsunuz. Gorevli sizi cagirdiginda parmak izi aliniyor ve fotografiniz cekiliyor sonrasinda ise gorevli I-94 formunuza, Amerika icerisinde kalma surenizi yaziyor. Bundan sonraki kisminda ise valizinizi beklemek ve gumruk formunu gorevliye teslim etmek kaliyor.
Unutmamak gereken bir diger ayrinti ise, Amerikaya geldiginizde sizi havalaninda karsilayacak birilerinin olmasi gerektigi. Ben bu ayrintiyi goz onunde bulundurmayip elimdeki adresle gidecegim yeri bulmaya calismistim. Gelmeden once mutlaka sirketinize sizi kimin karsilacagini sorun.

Guzel bir maceranin keyfini surmeniz dilegiyle!

Tuesday, May 8, 2012

Lezzetler ve Aliskanliklar

at 8:14 PM 1 comments
Yeme- Icme aliskanliklari Dunyada bir cok ulkede farkli farkli sekilllerde karsimiza cikar. Mesela Turkiye’ye gelmis turistlerin cogu kebap cesitlerini, baklavayi ve cesitli iceceklerimizi bilirler. Cunku bunlar Turkiyeyle bagdasmis seylerdir. Bununla birlikte  ulkemizde yabanci mutfaklarini bulabilecegimiz yerler ya bazi luks sayilabilecek restoranlardir veya sahil beldelerindeki otellerdir. Cok da gerek duyulmaz yabanci mutfagina cunku bizim yemeklerimizin yelpazesi genistir. Bu olayin tam tersi ise Amerika’da mevcut. Cok kulturlu (multi-cultural) bir yapiya sahip olmasi bakimindan tum dunya mutfaklarini burada bulabilirsiniz. Bu durum gercekten cok eglencelidir. O ulkelere gitmeden onlarin yemek kulturlerini ogrenebiliyorsunuz. Mesela caniniz acili- baharatli seyler cektiginde Meksika veya Hint mutfagini ziyaret edebilirsiniz. 

Hafif bir seyler yemek isterseniz uzak dogu mutfagi bu anlamda yardimci olucaktir. Yok ama daha cok et yerim derseniz Brezilya mutfagi mukemmel bir tercih olacaktir.

 Restoranlar acisindan dusununce benim en cok dikkatimi ceken sey bahsis oldu. Gittiginiz mekanlarda odeyeceginiz fiyata %15 bahsisi eklemeyi unutmamak gerekiyor ve bazen siz unutsaniz dahi onlar sizin yerinize unutmuyorlar.

Birazda gunluk yeme aliskanliklarindan bahsedecek olursam; sabahlari bagel, cesitli sandwichler,muffin veya donut gibi urunler tuketiliyor. Bizdeki gibi bir pastahane kulturleri ne yazikki yok. Daha dogrusu pastaneye benzer yerlerde tuzlu bisi gorebilme ihtimaliniz cok dusuk. Yani mis gibi pogacalarimizi burada unutmak zorundayim. 

Icecek olarak bizde cay, onlarda kahve! Bir cok bufede kahve bulma imkaniniz var fakat starbucks cilginliginin onune hic bir sey gecemez. Starbucks musterileri genelllikle Turkiye’de havali-elit kesimin ugradigi bir yermis gibi gorunurken, burada aksine salas ve rahat insanlar goruyorsunuz. Yani insanlar laptoplarini almislar islerini yapiyorlar cok fazla etrafindaki insanlarla ilgilenmiyorlar.

Ogle saatleri genellikle restoranlarin en yogun oldugu saatlerdir. Salata ise bu ogunun tuketilen baslica yiyecegidir; cunku hem cabuk servis edilir -ki bu ise hemen donmek acisindan onemlidir- hemde hafif bir ogundur.


Zamanin hizli gectigi bu yerde, dogru yemek tercihleriyle keyifli bir gun gecirmeniz dilegiyle!

Sunday, April 29, 2012

Amerika Metrosu (Subway)

at 6:25 PM 0 comments
Zamanin hizli gectigi, insanlarin kosturmaca icerisinde yasadiklari bir yer burasi. Yogun ve de kalabalik caddeler, sokaklar her yer...Metro da bu yogunlugu yasayabileceginiz bir yer. En yogun oldugu saatler gordugum kadariyla aksamlari 5.00pm-8.00pm ve sabahlari 7.00am-10.00am seklindedir. Trenler harflerle veya numaralarla isimlendirilmistir. Metro girisindeki giseden bedava metronun haritasini temin ederseniz, gitmek istediginiz yer kafanizda netlik kazanmis olacaktir. Turnikelerden gecmeden once metrocardinizi alabilir yada mevcut metrocardinizi doldurabilirsiniz. 
Bunu isterseniz giselerdeki gorevliler sayesinde veya gise yanindaki makineler sayesinde halledebilirsiniz. Bu makinelerde kredi-debit kart veya nakit odeme secenekleri vardir. Onemli tavsiyem makineye nakit atmak istiyorsaniz, paraniz 10$- 20$  seklinde olmalidir. Metro sayesinde, New York'un bes bolgesine (Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx, Long Island) rahat bir sekilde ulasabilirsiniz.
Metroda yolculuk sirasinda bir cok olaylarla karsilasmaniz mumkun. Sizi eglendirebileceklerden baslayayim. Mesela bir sonraki duraktan binen muzisyenler size guzel bir yolculukta yasatabilir, kotude. Isin asli, bu durum sizin modunuza, muzisyenin ses kalitesine ve calinan enstrumana gore degisebiliyor. Ben benim karsilastiklarimdan bahsedecegim. Ispanyolca soylenen sarkilar biraz kafanizi tirmalayabilir. Ama cok tatli insanlar. Guney Amerika'dan gelen bu kisiler bulunduklari bolgenin kiyafetlerini giyinmisler (sivri uclu ayakkabi. tasli kot pantolon ve hasir sapka). Afrikan-Amerikan muzisyen gordugum insanlar ise genellikle bir enstruman olmaksizin sarki soyluyorlar. Ama gercekten de sesleri harika ve cok neseli insanlar! Hemen hemen cogu, bir durak boyunca soyleyip, diger durakta iniyorlar. Inerkende sapkalarini gosterip, para istiyorlar ama bu konuda cok rahatsiz edici ve israrci davranmiyorlar. Insanlar genellikle 1$ veriyorlar. Bir grup gencin ellerindeki kocaman muzik calarlarla girip, muzigi son ses acip dans etmeye baslamalari ise diger eglenceli seylerden birtanesi. Sergiledikleri dans turu ise "Breakdance" yani sokak dansi. Bu cocuklar bunu gercekten harika yapiyorlar ve dans onlarin ruhlarinda var.
Simdi birazda metro yolculugunuz boyunca sizi rahatsiz edebilecek seylerden bahsedeyim. Gencler, genellikle cok rahat tavirlarda olduklari icin dogal olarak cevrenin tepkisine kulak asmaksizin davranis sergiliyorlar. Bundan dolayi asiri yuksek sesle muzik dinleyenlerle karsilasmaniz mumkun. Kendi aralarinda konusurlarken yuksek sesle olmaktan ote, bagirarak konustuklarini soyleyebilirim. Siz deyin kanlari kayniyor, ben diyeyim delikanli caglari. Bunlarin yaninda tavri, cevresine hic rahatsizlik vermeden deyim yerindeyse "cool" bir sekilde muzik dinleyenleri de var.
Bir diger rahatsiz olabileceginiz sey ise evi olmayan, dilenen ve ne yaptigini bilemeyen insanlarin olmasi;madalyonun diger yuzu. Sokaklarin pek cok koselerinde evsiz insanlarla karsilasmaniz mumkun. Metroya binip ellerinde tasidiklari pankartlarla dile getiriyorlar dertlerini. 
Birde ne yaptigini bilemeyen kismindan bir ornek vermek istiyorum. Bizzat yasadigim bir durumdur. Metrodaydim birden yasli bir kadin gordum elinde sigarasiyla. Inanamadim birazdan kesin inecek simdiden hazirliyo diye dusunurken birden sigarayi yaktigini, ayaga kalkip metro icerisinde yavas ritimde dans ederek dolastigini gordum. Insanlarin tepkisi ise; HIC BIRSEY idi. Yani kadin muhtemelen rahatsizdi ve insanlar mudahele etmediler, onun yerine bir sonraki durakta vagon degistirdiler. Bu tarz durumlarda insanlarin kimisi urkek ve korkulu bir sekilde kapkati dururken, kimisi ise daha rahat bir sekilde karsiliyor.


Metroyu kullanmaya karar verdiginizde mutlaka bir dansci, bir muzisyen ve cilgin genclerle karsilasmaya hazir olun. Dikkatinizi cekeceginden ve hosunuza gideceginden eminim. 

Mutlu yolculuklar, bol neseli gunler!
 

Gezen Bayan Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos